Osmanlı'da Nasıl Kemankeş Olunurdu ?

Okmeydanı alanı Fatih tarafından vakfedilmiş ve hudut taşları ile çevrilmiştir. Okmeydanı yalnız ok atıcılarına ait bir yerdir. Burada yapılan atışların da kendine has şartları ve kuralları vardı. Hariçten hiçbir suretle, hiçbir kimse bu alana giremezdi. Ancak üstat bir okçudan "Kabza" alıp, okçular defterine kaydolduktan sonra girebilirdi ki, bu olay şu şekilde gerçekleşirdi:  Kabza yani ok atmak üzere izin alabilmek için şeyhin izni ve padişahın iradesini almak gerekirdi. Böyle bir iradeyi almak için de aday, şu muameleye tabi tutulurdu: Öğrenci, havacılara şahitlerin de hazır bulunduğu ayak yerinden okunu atar. Kemankeş (okçu) namzedi, oku en az 900 gez atabilirse muvaffak olmuş sayılır. Bundan sonra yemek yenilir, daha sonra şeyhin karşısına götürülür. Şeyh, havacılara şahitlere "atışın usulüne uygun olarak" yapılıp yapılmadığını sorar. Olumlu cevap alırsa öğrenciye birkaç soru sorarak sözlü imtihanda geçirmiş olur. Bundan sonra aday, şeyhin önünde diz çöker, çiles, aşağı doğru bulunan yayı sağ eliyle kabzasından tutup kaldırır. Bu durumda iken önce kendi sağ elinin üstünü, daha sonra şeyhin elini öper. Şeyh de, "götürünüz üstadına, kazba versin" der. Öğrenci de ustasına gidip elini öper; merasim böylece son bulur ve aday artık Kemankeş olur.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol