Yay
Ok ve yayı elinize aldığınızda, zaman içinde neredeyse 20 bin yıl öncesine uzanan bir yolculuğa çıkıyorsunuz demektir. Ok ve yay, insanlık tarihi boyunca çok önemli bir rol oynamıştır.
Yay ve oku insanoğlu Hz.Adem'den itibaren bir savaş aracı olarak kullanmış; özellikle XVIII.yüzyıldan sonra ateşli silahların rağbet görmesiyle birlikte, yay ve ok daha ziyade birer spor aracı olarak günümüze kadar kullanıla gelmiştir.
Pagan dönemlerinden beri Türkler için yay ve ok hakimiyet sembolüydü. Hakan tahtında otururken elinde ok ve yay tutardı; komutanlarını toplamak için onlara anlamı belli, değişik oklar yollardı; çetirlerinde, damga ve sikkelerinde ok ve yay resmi vardı. Okçu millet olan Moğollarda ok ve yay kutsaldı; en değerli armağandı. Yayı elinden düşürmek yahut oka basmak bağışlanamaz bir suçtu.
Oğuz Destanı'ndan itibaren bütün şifahi ve yazılı Türk kaynaklarında ok ve yayla ilgili bilgilere rastlamakyız. J. Nemeth '' Oğuz'' isminin ''oklar'' anlamına geldiğini ifade etmektedir. En büyük Türk boyu olan Oğuzların daha destani devirlerden itibaren ''Boz ok'' ve ''Üç ok'' olmak üzere iki büyük kola ayrıldığını bilmekteyiz. Boy-Kabile anlamına gelen bu ok, yalnız silah değil, aynı zamanda sembol olarak da bir anlam ve değer ifade etmektedir. Ok motifi Dede Korkut'ta da kullanılır; burada, bir Türk'ün Alp, yani kahraman sayılabilmesi için uçan kuşu okla düşürebilmesinin şart olduğu yazılıdır. Ok, Türklerin eski lügatinde ''Miras Hissesi'' anlamına da gelmektedir. Türk; hayatını babasından tevarüs ettiği okuyla kazandığı için ona ''Miras Hissesi'' demiştir.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol